11 Mart 2016 Cuma

11 Mart 2016, Cuma

Deniz doğmadan önce belli bir ev düzenim vardı. Hatta fazlasıyla! Evim her zaman temiz, her zaman düzenli olmalıydı benim. Bu doğrultuda da olsam çalıştığım için ancak haftada bir kere temizlik yapabiliyordum. Zaten tüm gün işte olduğumuz için ev de dağılmıyordu, çok fazla kirlenmiyordu. Sami’nin hafta sonu mesaisi olduğu zamanlar, ayda bir, 2 ayda bir dip temel temizlik için yardımcı bir abla çağırırdım. O kapı, cam, pencere vs temizlerken ben de tüm dolap içlerini siler, paklar, yeniden düzenlerdim. Sonuç istediğim, düzenli, tertipli evimde mutlu mesut yaşıyordum. 

Ta ki Deniz’e hamile olup da bebekten önce evimize yerleşen milyon tane eşyaya kadar… Önce park yatak, sonra beşik, sonra bebek arabasının ana kucağı, sonra oto koltuğunun bilmem nesi evde yerini aldı. Sonra paket paket bezler, bir oyuncakçı açabilecek sayıdaki oyuncaklar… Görüntüde hala düzenli gibi gözükse de evim ben öyle hissetmiyorum. Bazı dolapların kapaklarını açmaya korkuyorum çünkü içinden fırlayacak oyuncaklardan korkuyorum!!! Her şey neredeyse yeni ve gelecek kuşaklar için evin çeşitli noktalarında kullanılmayı bekliyor. Dönence, oyun halısı, hoppala, çıngıraklar, küvet, ana kucağı, beşik, bumbo vs vs. Suçu sadece oyuncaklara atmak da hata; eve bir şekilde gelen ıvır zıvır eşyalar, kullanılmayan ama dolapta yer işgal etmekten başka işlevi olmayan eşyalar, atmaya/vermeye kıyamadığım kıyafetler, evde giyerim diye ayırdıklarım, Deniz'in sakladığım giysileri vs.

Ne zamandır okumak istediğim, bloglardan özetini okuduğum, youtubedan videolarını izlediğim kitabı sonunda aldım ve okudum. Hem de bir günde! Okurken evden gideceklerin düşünüp mutlu oldum! Kafamda listeler yaptım. Şimdi hayalim bir an önce uygulamaya geçmek… 

Kitaptan satır başlarına gelirsek;

Toplama ve düzenleme işini sıra ile yapacaksınız. Sıralama şöyle: Kıyafetler, kitaplar, kağıtlar, ıvır zıvır, özel eşyalar, fotoğraflar vs…

Örneğin kıyafetler. Yazlık, kışlık, baza altı, askıdaki, kirli sepetindeki, tüm giysileri bir odanın ortasına toplayacaksınız. Evde tek bir parça giysi kalmamış olmalı. İlk etapta epey göz korkutucu bu yüzden; kıyafetleri sınıflandırın; üstler, altlar, takımlar, iç çamaşır, çorap, ayakkabı, çantalar. Yığının ortasına oturacak ve her birini tek tek elinize alacaksınız. Bu giysi bana haz veriyor mu? Mutlaka dokunacaksınız, hissedeceksiniz. Cevap hayırsa atın/bağışlayın/ihtiyacı olana verin! Yeni, hediye gelmiş, evde giyerim; hiç bir mazeret kabul etmiyor. Önemli nokta; Spark Joy! Evde giyerim dediğin bir çok şeyi hiçbir zaman giymiyorsun diyor. Kendinden örnek veriyor; kendi giymeyeceği kıyafetleri kız kardeşine verip kendi üstlenmesi gereken kararı kız kardeşine bıraktığını ve bunun çok sonra hata olduğunu kabul ediyor. Ve kendisi evde eskimiş giysileri giymediğini hatta çalışmaya gittiği evlerde de şık olarak çalıştığını söylüyor.

Bir gün okurum dediğin tüm kitapları ver diyor! Gerçekten okumayacağım kitapları verebilirim, ama kitaplarımı veremem! Fotoğraflar için de kendini mutlu hissetmediğin fotoğrafları at diyor; bu da benim için imkansıza yakın!

Atma işi bittikten sonra kalan her şey için bir yer bulacaksınız. O eşya hep orada duracak. Tüm kitaplar kitaplıkta, havlular tek bir yerde, kozmetikler aynı dolapta, oyuncaklar tek bir noktada, fotoğraflar tek bir kutuda vs. Böylece bir eşyayı aramak gibi bir zaman kaybından kurtulacaksınız diyor.

Her şeyi dik yerleştireceksiniz. 
Ayrıca çorapları iç içe geçirip top yapmak yok, katlayıp dik dörtgen yapacaksınız. Çorapların hem lastiği bozuluyor diyor, hem de onların da dinlenmesi gerek diyor.

En iyi saklama kutusu ayakkabı kutusudur diyor. Bir zamanlar çeşit çeşit saklama kutularından kendinin de aldığını fakat sonucun hüsran olduğunu söylüyor.

Eve girince evinizi selamlayın, o gün giymiş olduğunuz kıyafetleri, kullandığınız çantaya teşekkür edin, bu gün iyi iş çıkardın deyip yerine koyun.

Kitapta belki de en çok hoşuma giden şey, geçmişte kendi yaptığı hataları ve bunların sonuçlarını da gözlemleyip bize aktarması. Hatta ortanca çocuk olmanın zorluğunu, ailesiyle ilgili düşüncelerini, okulda tek başına sınıf ve dolapları topladığını anlatıyor. 

Ben bu kitabı çok severek okudum. Düzenli bir hayatı seviyorum. Her şeye yetişmeye çalışan ve yaptığım her şeyin en iyi şekilde olmasını istediğim bir yapım var! Biliyorum çoğu zaman bunu yapamasam da artık eskisi kadar yıpratmıyorum kendimi. Ama bu kitaptaki önerilerin hayatımı kolaylaştıracağını düşünüyorum. Teşekkürler Marie Kondo! 


“ Hangimiz dağınık değiliz ki? Evimiz, işyerimiz, hayatımız…. Peki derli toplu olmak bu kadar mı zor?
Saatlerinizi ayırarak topladığınız her yer kısa sürede yine mi dağılıyor? Belki de şimdiye kadar yanlış yöntemleri uyguladınız.
Japon temizlik ve organizasyon uzmanı Marie Kondo, "derleyip toplama" konusunda size yardımcı olmaya hazır. Üstelik kalıcı sonuçlar elde edeceğinizin garantisini veriyor. Marie Kondo, bu kitapta anlattığı yöntemler ve paylaştığı sırlarla sayısını kendisinin bile hatırlamadığı müşterilerinin hayatını değiştirdi. Şimdi sıra okuyucularında!
Bir balıkçı yaka siyah kazağı diğerinden nasıl ayırt edeceğinizi bilmek, çorapları doğru şekilde katlamak, saklama kutularını en etkili şekilde kullanmak… hayatınızda mucizeler yaratabilir. Hele fazlalıklardan kurtulmak… Kendinizi eskisinden çok daha huzurlu, mutlu ve enerjik hissetmenizi sağlayabilir. Denemeye başlayın… Hemen, şimdi!
(Tanıtım Bülteninden)”



6 yorum:

  1. Evde çok daha fazla vakit geçireceğim bir hayata hazırlandığım bu aradalar böyler bir kaynağa ihtiyacım vardı. Mutlaka edineceğim bu kitabı. Teşekkürler:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kitabı almadan önce çok tereddüt ettim. Okuduğum bloglardaki özetler ve youtube videoları yeter diye düşünmüştüm ama yazarın üslubu güzel ve yaptığı hataları da anlatması hoş bence... Tavsiye ederim!

      Sil
  2. Hala çocuklu bir hayata alışma konusunda istediği başarıyı yakalayamamış,kafası karışık,evi de ondan hallice bir anne olarak sanırım bu kitaba acilen ihtiyacım var...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evimizin karışıklığı kafamızı da karıştırıyor diyor yazar. O yüzden sınavdan bir gece önce ders çalışmaya kalktığımızda ilk iş masamızı ve odamızı toplarız; böylece kafamızı da toplamış oluruz diyor.
      Ufak ufak da olsa başladım konmari metoduna; çalışınca ancak hafta sonu fırsatım olabiliyor. Kısıtlı zamanlarda yetmiyor ne yazık ki :( Ama hevesliyim!!! :)

      Sil
  3. Bu kitap benim de hayatımı epey kolaylaştırmıştı vaktiyle. Hala zaman zaman döner okurum. Bazılarını yapabildim, bazılarını yapamadım. Mesela kitap ve fotoğraflara benim de elim gitmedi. Taşınma arefesinde belki yeniden okumalıyım bu kitabı.

    sevgiyle...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. 21 aylık oğlumun dolabıyla başladım düzenlemeye ve fark epey belli oluyor.
      Bir kere okumalık kitapları kütüphane ve okullara bağışlamayı düşünüyorum. Ama o da kitaplığımın çok küçük bir kısmı Marie Kondo bu kadarla yetinsin :)

      Sil