Deniz doğmadan önce
belli bir ev düzenim vardı. Hatta fazlasıyla! Evim her zaman temiz, her
zaman düzenli olmalıydı benim. Bu doğrultuda da olsam çalıştığım için ancak
haftada bir kere temizlik yapabiliyordum. Zaten tüm gün işte olduğumuz için ev
de dağılmıyordu, çok fazla kirlenmiyordu. Sami’nin hafta sonu mesaisi olduğu
zamanlar, ayda bir, 2 ayda bir dip temel temizlik için yardımcı bir abla
çağırırdım. O kapı, cam, pencere vs temizlerken ben de tüm dolap içlerini
siler, paklar, yeniden düzenlerdim. Sonuç istediğim, düzenli, tertipli evimde
mutlu mesut yaşıyordum.
Ta ki Deniz’e hamile
olup da bebekten önce evimize yerleşen milyon tane eşyaya kadar… Önce park
yatak, sonra beşik, sonra bebek arabasının ana kucağı, sonra oto koltuğunun
bilmem nesi evde yerini aldı. Sonra paket paket bezler, bir oyuncakçı
açabilecek sayıdaki oyuncaklar… Görüntüde hala düzenli gibi gözükse de evim ben
öyle hissetmiyorum. Bazı dolapların kapaklarını açmaya korkuyorum çünkü içinden
fırlayacak oyuncaklardan korkuyorum!!! Her şey neredeyse yeni ve gelecek
kuşaklar için evin çeşitli noktalarında kullanılmayı bekliyor. Dönence, oyun
halısı, hoppala, çıngıraklar, küvet, ana kucağı, beşik, bumbo vs vs. Suçu
sadece oyuncaklara atmak da hata; eve bir şekilde gelen ıvır zıvır eşyalar,
kullanılmayan ama dolapta yer işgal etmekten başka işlevi olmayan eşyalar,
atmaya/vermeye kıyamadığım kıyafetler, evde giyerim diye ayırdıklarım, Deniz'in
sakladığım giysileri vs.
Ne zamandır okumak
istediğim, bloglardan özetini okuduğum, youtubedan videolarını izlediğim kitabı
sonunda aldım ve okudum. Hem de bir günde! Okurken evden gideceklerin
düşünüp mutlu oldum! Kafamda listeler yaptım. Şimdi hayalim bir an önce
uygulamaya geçmek…
Kitaptan satır
başlarına gelirsek;
Toplama ve düzenleme
işini sıra ile yapacaksınız. Sıralama şöyle: Kıyafetler, kitaplar, kağıtlar, ıvır zıvır, özel eşyalar, fotoğraflar vs…
Örneğin kıyafetler.
Yazlık, kışlık, baza altı, askıdaki, kirli sepetindeki, tüm giysileri bir
odanın ortasına toplayacaksınız. Evde tek bir parça giysi kalmamış olmalı. İlk
etapta epey göz korkutucu bu yüzden; kıyafetleri sınıflandırın; üstler, altlar,
takımlar, iç çamaşır, çorap, ayakkabı, çantalar. Yığının ortasına oturacak
ve her birini tek tek elinize alacaksınız. Bu giysi bana haz veriyor mu?
Mutlaka dokunacaksınız, hissedeceksiniz. Cevap hayırsa atın/bağışlayın/ihtiyacı
olana verin! Yeni, hediye gelmiş, evde giyerim; hiç bir mazeret kabul etmiyor.
Önemli nokta; Spark Joy! Evde giyerim dediğin bir çok şeyi hiçbir zaman
giymiyorsun diyor. Kendinden örnek veriyor; kendi giymeyeceği kıyafetleri kız
kardeşine verip kendi üstlenmesi gereken kararı kız kardeşine bıraktığını ve
bunun çok sonra hata olduğunu kabul ediyor. Ve kendisi evde eskimiş giysileri giymediğini hatta çalışmaya gittiği evlerde de şık olarak çalıştığını söylüyor.
Bir gün okurum dediğin
tüm kitapları ver diyor! Gerçekten okumayacağım kitapları verebilirim, ama
kitaplarımı veremem! Fotoğraflar için de kendini mutlu hissetmediğin
fotoğrafları at diyor; bu da benim için imkansıza yakın!
Atma işi bittikten sonra kalan her şey için bir
yer bulacaksınız. O eşya hep orada duracak. Tüm kitaplar kitaplıkta,
havlular tek bir yerde, kozmetikler aynı dolapta, oyuncaklar tek bir noktada,
fotoğraflar tek bir kutuda vs. Böylece bir eşyayı aramak gibi bir zaman kaybından kurtulacaksınız diyor.
Her şeyi dik yerleştireceksiniz. Ayrıca çorapları iç içe geçirip top yapmak yok, katlayıp dik dörtgen yapacaksınız. Çorapların hem lastiği bozuluyor diyor, hem de onların da dinlenmesi gerek diyor.
Her şeyi dik yerleştireceksiniz. Ayrıca çorapları iç içe geçirip top yapmak yok, katlayıp dik dörtgen yapacaksınız. Çorapların hem lastiği bozuluyor diyor, hem de onların da dinlenmesi gerek diyor.
En iyi saklama kutusu ayakkabı kutusudur diyor. Bir zamanlar çeşit çeşit saklama kutularından kendinin de aldığını fakat sonucun hüsran olduğunu söylüyor.
Eve girince evinizi selamlayın, o gün giymiş olduğunuz kıyafetleri, kullandığınız çantaya teşekkür edin, bu gün iyi iş çıkardın deyip yerine koyun.
Kitapta belki de en çok hoşuma giden şey, geçmişte kendi yaptığı hataları ve bunların sonuçlarını da gözlemleyip bize aktarması. Hatta ortanca çocuk olmanın zorluğunu, ailesiyle ilgili düşüncelerini, okulda tek başına sınıf ve dolapları topladığını anlatıyor.
Ben bu kitabı çok severek okudum. Düzenli bir hayatı seviyorum. Her şeye yetişmeye çalışan ve yaptığım her şeyin en iyi şekilde olmasını istediğim bir yapım var! Biliyorum çoğu zaman bunu yapamasam da artık eskisi kadar yıpratmıyorum kendimi. Ama bu kitaptaki önerilerin hayatımı kolaylaştıracağını düşünüyorum. Teşekkürler Marie Kondo!
“ Hangimiz dağınık
değiliz ki? Evimiz, işyerimiz, hayatımız…. Peki derli toplu olmak bu kadar mı
zor?
Saatlerinizi ayırarak
topladığınız her yer kısa sürede yine mi dağılıyor? Belki de şimdiye kadar
yanlış yöntemleri uyguladınız.
Japon temizlik ve
organizasyon uzmanı Marie Kondo, "derleyip toplama" konusunda size
yardımcı olmaya hazır. Üstelik kalıcı sonuçlar elde edeceğinizin garantisini
veriyor. Marie Kondo, bu kitapta anlattığı yöntemler ve paylaştığı sırlarla
sayısını kendisinin bile hatırlamadığı müşterilerinin hayatını değiştirdi.
Şimdi sıra okuyucularında!
Bir balıkçı yaka siyah
kazağı diğerinden nasıl ayırt edeceğinizi bilmek, çorapları doğru şekilde
katlamak, saklama kutularını en etkili şekilde kullanmak… hayatınızda mucizeler
yaratabilir. Hele fazlalıklardan kurtulmak… Kendinizi eskisinden çok daha
huzurlu, mutlu ve enerjik hissetmenizi sağlayabilir. Denemeye başlayın… Hemen,
şimdi!
(Tanıtım Bülteninden)”
Evde çok daha fazla vakit geçireceğim bir hayata hazırlandığım bu aradalar böyler bir kaynağa ihtiyacım vardı. Mutlaka edineceğim bu kitabı. Teşekkürler:)
YanıtlaSilKitabı almadan önce çok tereddüt ettim. Okuduğum bloglardaki özetler ve youtube videoları yeter diye düşünmüştüm ama yazarın üslubu güzel ve yaptığı hataları da anlatması hoş bence... Tavsiye ederim!
SilHala çocuklu bir hayata alışma konusunda istediği başarıyı yakalayamamış,kafası karışık,evi de ondan hallice bir anne olarak sanırım bu kitaba acilen ihtiyacım var...
YanıtlaSilEvimizin karışıklığı kafamızı da karıştırıyor diyor yazar. O yüzden sınavdan bir gece önce ders çalışmaya kalktığımızda ilk iş masamızı ve odamızı toplarız; böylece kafamızı da toplamış oluruz diyor.
SilUfak ufak da olsa başladım konmari metoduna; çalışınca ancak hafta sonu fırsatım olabiliyor. Kısıtlı zamanlarda yetmiyor ne yazık ki :( Ama hevesliyim!!! :)
Bu kitap benim de hayatımı epey kolaylaştırmıştı vaktiyle. Hala zaman zaman döner okurum. Bazılarını yapabildim, bazılarını yapamadım. Mesela kitap ve fotoğraflara benim de elim gitmedi. Taşınma arefesinde belki yeniden okumalıyım bu kitabı.
YanıtlaSilsevgiyle...
21 aylık oğlumun dolabıyla başladım düzenlemeye ve fark epey belli oluyor.
SilBir kere okumalık kitapları kütüphane ve okullara bağışlamayı düşünüyorum. Ama o da kitaplığımın çok küçük bir kısmı Marie Kondo bu kadarla yetinsin :)